Yürüyor anlamsız anlamlar. Her yere bulaşmış. Ne yana baksam oradalar. Gözümden mi anlam akıttım, dilimden mi, gönlümden mi? Nereden bulaştı? Nereden oturdu ki üstlerine? Nasıl da yakışabildi? Nasıl yakıştırabildim? İyiliğim tuttu da birer gülen yüz kondurdum sanki. Hak edilmiş pek az şey olduğunu unutacağım ya hani! Neydi bu gözde büyütmeler? İnsan dediğin kanadı kırık fani.
"Eşya", "şey"in çokluk hâli değil mi? Bir "şey"iz hepimiz. Üzerine anlam yüklenen "eşya"lar sadece. Ben, "eşya"larıma gönlümden akıttım hep. Sonra dönüp "şey" oluşumu izledim. Neydim ki? Yürüyen anlamsız anlamların değneği. Hangi dokunuş anlamlı anlam olabildi ki?
Benmişim anlam. Beni benden çıkarınca hiçbir "şey" kalmadığında anladım. Gördüğüm çiçekler bana aitmiş. Uzaklaştığımda soldular, o vakit anladım. "Bir varmış, bir yokmuş"tan ibaretmiş her "şey". Ben bana kalınca anladım. Şimdi, anlam yüklediğim herkesin kalbine ruhlarının renginde balonlar yolluyorum. İğne onlardan, anlam benden!
Düşündürücü 🤔
YanıtlaSil